İpek ne yaparsa yapsın… ne derse desin… O’nun iradesine karşı gelemeyece
İpek ne yaparsa yapsın… ne derse desin… O’nun iradesine karşı gelemeyeceğini… aklı reddetse de vücudunun O’ndan kopamayacağını anladığında…O’nun “Bir daha o kucağa oturtamaz beni kimse” dediği kucağına oturmuş… O’nun sözcükleri beynini ele geçirirken…O’nun hem ona aç gözleriyle…hem de doyumsuz elleriyle tüm vücudunu yudum yudum içmesini izlerken dizginleyemediği zevk dalgasının tüm vücuduna dalga dalga yayıldığını hissetti. İç sesinin kendisine “O…bana ne yaparsa yapsın…nasıl davranırsa davransın, kabulüm” dediğini duyumsadı. O’nun gözlerindeki açlığa zaafı yok muydu zaten…O açlık… o arzu orada olduğu sürece…O’nun yapacağı herşeyi…en az O’nun kadar istemek… şimdi o kadar güzeldi ki… İpek, O’nu çok bekletmişti… O, bu fazladan bekleyişin her saatini ayrı ödetecekti İpek’e, biliyordu… bu ödemeyi yapmak için sabırsızlandığını farketti İpek… amı…çoktan…ıslaktı. -- source link